İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, İstanbulkart’ın Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü’nün işlettiği Marmaray aktarma sistemine dahil edilmesine karar verdi.
İSTANBULLULAR KAZANDI!
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, İstanbulluların Marmaray'ı 7.75 TL yerine 3.5 TL'ye kullanmasını sağlayan İBB'nin Marmaray'ı İstanbulKart aktarma sistemine dahil eden UKOME kararını haklı buldu. pic.twitter.com/RoXJzP3sFm
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyonu Merkezi (UKOME) 6 Şubat 2020 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün işlettiği Marmaray’ın, İstanbulkart aktarma sistemine dahil edilmesine karar vermişti. Karar üzerine Devlet Demir Yolları konuyu mahkemeye taşımış ve İstanbul 2. İdare Mahkemesi 9 Temmuz 2020 tarihinde uygulamayla ilgili yürütmenin durdurulması kararına varmıştı. İBB kararın tekrar görüşülmesi için konuyu UKOME’ye taşıdığında ise UKOME üyeleri konuyu alt komisyona devretmişti. Gerçekleşen devir sonrasında, İBB Hukuk Müşavirliği de yürütmeyi durdurma kararını Bölge İdare Mahkemesi’ne taşımıştı.
Gazete Duvar’ın haberine göre dün kararını açıklayan İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, İBB’yi haklı buldu ve daha önce alınan yürütmeyi durdurma kararını bozdu. Mahkeme, Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün savunmasında yer verdiği, toplantıya ilçe belediyelerinin davet edilmemesi; Marmaray’ın işletilmesinde geriye dönük telafisi olmayan mağduriyet oluşacağı; İBB Ulaşım Daire Başkanı’nın vekalet ettiği müdürlük yerine de oy kullanmasının hukuka aykırı olduğu iddialarını uygun bulmadı.
Alınan son kararla, Marmaray’ın aktarma almaya devam etmesi uygun bulunarak, bir toplu ulaşım aracının ardından Marmaray’a binen tam biletli yolcu 7,75 ₺ yerine 3,50 ₺ , öğrenciler ise 3,50 ₺ yerine 1,70₺ ödemeye devam edecek.
İdeal beden algısı üzerinden tasarlanan oyun, 1 Ekim 2020tarihindeÜsküdar Kerem Yılmazer sahnesinde seyirciyle buluşacak. Komedi türündeki oyunun 90 dakikadan oluşacağı biliniyor.
Sistemin insanlara dayattığı “ideal beden algısını” bir “Meta” olarak gören ideolojiyi, eleştirel bir bakış açısıyla ele alan oyun; kilolu olduğu için kocası tarafından terk edilen ve kızı tarafından yalnızlaştırılan Mattea’nın gözünden absürt bir ironiyle seyirciye aktarılıyor. Oyuncu kadrosunda Füsun Demirel, Demet Ergün, Mert Küçülmez ve Ayşegül Sağlam yer alırken, oyunun yönetmenliğini Füsun Demirel yapıyor.
Biletleri tükenen oyuna yoğun talep olduğu aşikarken, seyirci 1 Ekim tarihini bekliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin “İstanbul Senin – Geleceğine Birlikte Karar Verelim” sloganıyla düzenlediği Üsküdar Salacak kıyısı kentsel tasarım yarışması sonuçlandı. 60 projenin katıldığı yarışmada uygulanacak projeyi, eşdeğer projeler arasından İstanbullular belirleyecek.
PROJE RAPORU
“Tarih boyunca birçok uygarlığın geçtiği Üsküdar, merkezi konumundan ötürü ulaşım ağlarının kesiştiği önemli bir durak noktasıydı. Boğaz’ın güney kapısı Salacak ise kentin seyir terası ve rekreasyon alanı…”
Günümüzde ise sahip olduğu kültürel mirasa rağmen ulaşım ağlarının yoğunlaştığı bir transfer noktası haline gelen Üsküdar’da kamusal mekanlar birer geçiş alanına dönüşmüş ve sosyal yaşam da etkisini yitirmiştir. Salacak ise özellikle 1950’li yıllardan itibaren yaşadığı değişim ve dönüşümlerle özgün yapısının ve niteliklerinin bir kısmını kaybetmiştir.
YERİN RUHU VE SALACAK
Bir mekanın algılanması kişinin kendi izlenimleri ve deneyimlerini yorumlama sürecine dayansa da birlikte yaşayabilme, ortak değer ve hafızayı paylaşabilme pratiğine dayalı kimi yerler kendi anlamlarını inşa eder ve böylelikle fiziksel varoluşunun ötesine geçer. Öyle ki yerin ruhu olarak isimlendirilen bu anlam, yereli var eden ve anlamlandıran, yere ait hissettiren, katılımı ve öğrenmeyi teşvik eden ilişkiler bütünüdür.
TASARIM STRATEJİLERİ VE YÖNLENDİRİCİLER
“Yerin Ruhu” fikri ile Salacak kıyısını ele alan tasarımda, geçmişle geleceğin sentezlenmesi; insan, mekân ve doğa arasındaki bozulan dengenin yeniden kurgulanması hedeflenmektedir.
Yeşilin Sürekliliği
Yaya Hareketinin Sürekliliği
Denizle Kesintisiz Temas
Doğu ve Batı Arasında Güçlü Bağlantı
Sakinlik ve Hareketlilik Arası Uyum
Geçmişteki Anıları Bugüne Taşıma
Gelecekte Geçmişe Dair Anı Oluşturma
Ekolojik Farkındalık
Günlük Hayat İçinde Kesintisiz Öğrenme
Herkes İçin Her Zaman Her Yerde Etkinlik
Toplum Sağlığına Doğrudan ve Dolaylı Katkı
Dönüştürülebilen, Esnek Mekânlar
Geçirgenlik
Tasarımın temel yönlendiricilerinden biri olan doğu-batı yönünde uzanan akslar, kıyının geçirgenliği arttırırken geri planda kalan konut bölgelerinin erişilebilirliğini sağlamaktadır. Geçmişte Salacak’ı doğrudan denizle buluşturan, yeşile ve maviye açılan bu aksların zaman içinde gri yüzeylerin baskınlık kuracak şekilde değişim geçirmesi yeniden değerlendirilerek ve tasarımda bu aksların sayıları arttırılarak Salacak’ın kaybolan karakterinin yeniden canlandırılması ilke edinilmiştir.
Modüller
Zaman içinde radikal değişimler yaşayan Salacak için plaj, Salacak Bahçesi ve gazinolar, Salacak İskelesi ve kafe ve falezler en önemli kimlik elemanlarıdır. Sahil yolunun açılması, dolgu alanı ve iskelelerin yapılması sonucunda kaybolan bu değerlere geleceğin şartları ve ihtiyaçları dikkate alınarak referans verilmesi tasarımı yönlendirici bir etken olarak kabul edilmiştir.
Yönlenme
Kıyıya uzanan aksların şekillendirdiği modüller, mevcut peyzaj karakterleri de güçlendirilerek iç bölgelerdeki konut bölgelerinin kıyıya uyguladığı baskıyı azaltacak ve kıyı ve konutlar arası bir tampon bölge görevi gösterecek şekilde yeniden tasarlanmıştır.
Geçmiş Kimlik Ögeleri
Zaman içinde radikal değişimler yaşayan Salacak için plaj, Salacak Bahçesi ve gazinolar, Salacak İskelesi ve kafe ve falezler en önemli kimlik elemanlarıdır. Sahil yolunun açılması, dolgu alanı ve iskelelerin yapılması sonucunda kaybolan bu değerlere geleceğin şartları ve ihtiyaçları dikkate alınarak referans verilmesi tasarımı yönlendirici bir etken olarak kabul edilmiştir.
Yeşil Senaryo
Yeşil alanların kamusallığını ön planda tutan tasarımda, hem kuzey-güney hem de doğu-batı yönünde yeşilin sürekliliğinin sağlanması esas alınırken geçmişte Üsküdar’ın yeşil dokuyla kurduğu güçlü diyalog referans alınmıştır.
Fonksiyonel Dağılım
Tanımlanan referans çizgilerinin oluşturduğu modüller hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle tutarlı olacak şekilde yeniden işlevlendirilmiştir. Tasarım, spesifik fonksiyonel karaktere sahip 10 modülün ve bu modülleri birbirine bağlayan, yaya promenadı ve tramvayı da kapsayan aktivite omurgasının entegrasyonuna dayanmaktadır.
ULAŞIM STRATEJİLERİ
Üst Ölçek Odaklar Arası Erişim
Kuzey-Güney doğrultusunda kıyı boyunca tanımlanan Üsküdar, Kadıköy ve Harem kültür odaklarını takip edecek şekilde devam eden yaya promenadı önerisi kentlilere kesintisiz bir kıyı deneyimi sunarken bu promenadın dik kesen ve halihazırda yoğun olarak kullanılan otobüs, marmaray ve metro gibi toplu taşıma modlarıyla entegrasyonu ile iç bölgelerdeki odakların kıyıya olan erişilebilirliğini arttırması hedeflenmektedir.
Üsküdar-Kuzey Aksı: Yaya Promenadı, Paşalimanı Caddesi üzerinden Otobüs Seferleri
Üsküdar-Doğu Aksı: Selami Park Caddesi üzerinden Otobüs seferleri, M5 Üsküdar-Çekmeköy Metro Hattı
Ayrıca kıyı boyunca küçük teknelerle odaklar arası ulaşım önerisi getirilmiştir.
Yaya Hareket Sistemi
Yaya erişilebilirliğinin öncelikli tutulduğu tasarımda kıyıdıdaki promenad ve doğu-batı yönünde geçirgenliği sağlayan ve sayıları arttırılan bağlantılar ana yaya aksları olarak tanımlanmıştır. Bu aksa asılı ikinci ve üçüncü derece akslar, meydanlar ve patikalar iç bölgelerle bulunan fonksiyonlarla etkiletişimi güçlendirmektedir. Ayrıca kuzeyde promenad üzerinde başlayan, kültür merkezine gelindiğinde yağmur bahçesiyle bütünleşen koşu ve yürüyüş parkuru önerisi getirilmiştir.
Bisiklet Dolaşımı Sistemi
Kıyı boyunca Kadıköy’e kadar kesintisiz devam eden ve iskelelerle bağlantılı olarak park yerleriyle birlikte tasarlanan bisiklet dolaşımı sistemi, kullanıcılara odaklara erişimde ekolojik ve sağlıklı bir alternatif Sunar.
Tramvay Hattı
Mevcut tramvay projesinin kıyıyla olan ilişkisinin arttırılarak tasarlanan yeni tramvay hattı, Üsküdar ve Harem arası bağlantıyı nostaljik ve keyifli bir hale getirecektir. Gelecekte limanın kalkmasıyla birlikte hattın Kadıköy’e uzanarak Üsküdar-Kadıköy arası yaya akışını kolaylaştırması planlanmaktadır.
Taşıt Ulaşım Sistemi
Kıyıya olan erişimi engellediği ve doğal ve fiziksel mekansal kaliteyi olumsuz etkilediği tespit edilen Harem-Üsküdar arası taşıt yolu kaldırılarak günün sadece belirli saatlerinde fonksiyonlara hizmet eden ve acil durum güzergahı olarak kullanılan yaya öncelikli servis yolu önerisi getirilmiştir. Üsküdar-Kadıköy arası yaya erişiminin kıyıdan tramvay ile taşıt erişiminin ise Hakimiyeti Milliye, Gündoğdu ve Tıbbiye Caddeleri üzerinden sağlanması planlanmaktadır.
Verilen analizlerde alanda toplam 837 araçlık otopark alanı belirtilmesine rağmen Selimiye Kışlası’nın önündeki 550 araçlık alanın mevcut durumda otobüs deposu ve durak olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca özellikle yoğun saatlerde kıyıda gerçekleşen yol üstü parklanmalar sonucu yaklaşık 600 araçlık bir yasadışı park sorunu bulunmaktadır. Buna karşılık alanın kuzeyinde 769 ve güneyinde 399 olmak üzere toplam 1168 araçlık iki adet yer altı otoparkı önerisi getirilerek hem talebin karşılanması hem de yasadışı parklanmanın önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Yer altı otoparklarına ek olarak Öğdül Sokak üzerinde yol üstü ve Salacak İskele Caddesi’nin sonuna açık otopark tasarlanmıştır. Güneyde bulunan otobüs durakları kuzeydeki yer altı otoparkına entegre edilerek toplu taşıma odağı oluşturulmuştur.
HAREM KÜLTÜR ODAĞI’NIN KENTE KATILIMI
Boğazın güney kapısından biri olan ve göç hafızasında önemli bir yere sahip Harem’in yeni işleviyle kentteki diğer odak noktalarına ve boğaz rotasına deniz yoluyla entegre olması ve kapsadığı fonksiyonlara bağlı olarak kent sakinleri ve misafirleri için bir çekim merkezi haline gelmesi hedeflenmektedir.
Göç Anıtı
Harem, kente yeni geleni eşsiz Tarihi Yarımada silüetiyle karşılar ve zihninde İstanbul ilk buradan gördüğü imgeyle yer alır. Yeni düzenlemesiyle Harem’deki İstanbul silüetini fon alan Göç Anıtı, göçle gelenin kente karıştığı ve artık bir silüete dönüştüğü Yer’in hafızası olarak; göç edenlerin imgelerini Harem’e ziyarete gelenlerle buluşturur.
TİCARİ BİRİMLER
Modüler sistemle tasarlanan ticaret birimleri açık, yarı-açık ve kapalı mekanlarla, tek katlı, doğal peyzajla çevrelenmiş şekilde kurgulanmıştır. Güneşin etkisini azaltmak üzere düşey ahşap elemanlarla gölgeli hacimler tasarlanmış, topoğrafyanın elverişli olduğu yerde ise ticaret birimleri zemine gömülerek çatı bahçesi oluşturulmuştur. Kentlerin yatay yüzeyleri geçirimsiz ve ısı sığası yüksek yerlere dönüştürmesiyle; ısı adası etkisi, yağış sularının yer altına gidememesi, birçok hayvan türünün habitatsız ve besinsiz kalması gibi önemli sorunlar ortaya çıkar. İşte yeşil çatılar tam da bu nedenle kentsel alanlar için bir kurtarıcı rolü üstlenirler. Her yeşil çatı daha zengin kentsel biyoçeşitlik, daha nitelikli kent ekolojisi ve daha sağlıklı nesillere önemli bir adımdır.
KIZ KULESİ MODERN SANAT ADASI
Kız Kulesi Modern Sanat Adası kara tarafındaki Modern Sanat Korusu ile birbirini tamamlayacak şekilde kurgulanmıştır. Modern sanat eserlerinin sergileneceği Koru’da aynı zamanda Kız Kulesi Modern Sanat Adası’nda yer alacak dönemsel sergilerin tanıtımını yapmak üzere referans eserlere de yer verilecektir.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde “Metroda internet” talebi ile gündem olan Meclis Üyesi Taylan Yıldız, gençlerle birlikte Üsküdar sahilinde sabah sporu yaptı.
22 Eylül günü kişisel sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunan Yıldız, “Arkadaşlar, Ben her sabah 1 saat kadar yürüyorum. Birçoğunuz bana (sosyal mesafeyi koruyarak tabi ki) eşlik etmek ve sohbet etmek istediğini söyledi. Ben de tabi ki sizi dinledim 🙂 Yarın sabah saat 9.00’da Üsküdar iskelesinden yürüyüşe başlayacağız. Ben 8.50 gibi orada olurum.” diyerek çağrıda bulunmuştu.
Arkadaşlar, Ben her sabah 1 saat kadar yürüyorum. Birçoğunuz bana (sosyal mesafeyi koruyarak tabi ki) eşlik etmek ve sohbet etmek istediğini söyledi.
Ben de tabi ki sizi dinledim 🙂
Yarın sabah saat 9.00'da Üsküdar iskelesinden yürüyüşe başlayacağız. Ben 8.50 gibi orada olurum. pic.twitter.com/wezMipFmxL
Dün sabah gerçekleşen yürüyüşte Taylan Yıldız ve çağrısına katılım gösteren 24 genç Üsküdar’daki 3. Ahmet Çeşmesi’nin önünde buluşarak Salacak sahili boyunca yürüdü. Taylan Yıldız; dönüş yolunda Salacak Lokali’nde oturup çay eşliğinde gençlerin sorularını cevaplandırdı.
“Metroda internet erişimi terör saldırısı ihtimalini arttırır tezinin geçerliliği yok.”
Gençler tarafından metroda internet talebine Ak Parti – MHP cephesinden gelen “Terör saldırısı riskini artırır” eleştirisinin sorulması üzerine Yıldız; “Dünya’nın birçok farklı ülkesini gezdim. Hiçbir yerde metroda internetin kesildiğini görmedim. Bu bir tek Türkiye’de var. Ayrıca düşünün; M2 hattının (Yenikapı-Hacıosman) bazı duraklarında metro yer üstüne çıkıyor ve oralarda internet erişimi var. Aynı şekilde Marmaray’ın yer üstünden gittiği istasyonlarda internet ve telefon erişimi varken, yer altında yok. Eğer mesele gerçekten bir terör saldırısını engellemekse burada bir çelişki yok mu? En çok metroya saldırı gerçekleşen İngiltere’de bile böyle bir erişim engeli yok. Tam 11 kez metrolarına bombalı saldırı düzenlenmiş İngiltere’nin bile aklına gelmeyen bu çözüm gerçekten de doğru bir iş mi? Bence iktidardakilerin aklından tamamen çıkmış bir konuydu bu. Çevrelerindeki kimse de bu problemi onlara söylememişti çünkü onlara ulaşmıyor böyle talepler.” cevabını verdi.
İBB Meclisi’nde neler olmuştu?
İYİ Parti’li İBB Meclis Üyesi Taylan Yıldız, İstanbul’daki metrolarda internet kullanılabilmesi için gereken adımların atılması çağrısı yaparak sosyal medyada “Metroda internet istiyoruz” kampanyası başlatmıştı.
Yıldız, İBB’nin metrolara baz istasyonu kurabilmek için 10 ay önce İstanbul Valiliği’ne yaptığı başvuruya hâlâ yanıt verilmediğine dikkat çekmişti.
Konuşma sırasında AKP’li Tevfik Göksu’nun Yıldız’a “internetçi arkadaş” diye hitap etmesi ilginç anlar yaşanmasına sebep olmuş ve konu sosyal medyada gündem olmuştu.
Üsküdar’da Kız Kulesi karşısında bulunan 2 büfe zabıta ekiplerinin tahliye çalışmasının ardından iş makinesiyle yıkıldı.
Kız Kulesi karşısında bulunan 2 büfenin yıkımı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri ve çevik kuvvet ekipleri sabah saatlerinde alana geldi. Yıkım öncesinde büfenin önündeki sahil yolu güvenlik şeridi çekilerek kapatıldı. Alınan geniş güvemlik önlemlerinin ardından büfede bulunan eşyalar, dışarı çıkarıldı ve yıkıma başlandı.
Üsküdar Kaymakamlığı tarafından büfelerin tahliyesine ilişkin 4 Eylül’de yazılan ve işletme sahipleriyle İstanbul Büyükşehir Belediyesine gönderilen yazıda, dolgu alanı üzerinde bulunan işletmelerin tahliyelerine ilişkin verilen kararlara işletme sahipleri tarafından mahkemeye itiraz edildiği belirtildi.
İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından 16 Mart 2020’de yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verdiği belirtilen yazıda, Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğünce işletmenin Devlet İhale Kanunu’nun “ecrimsil ve tahliye” maddesine göre tahliye edilerek İBB’ye tesliminin yapılması gerektiği belirtildi.
Yazıda İBB’nin işgalli yerin boş olarak idareye teslimi için yeterli sayıda görevli bulundurulması istendi.
Tahliye ve yıkım kararlarının ardından sabah saatlerinde polis, zabıta ve yıkım ekipleri büfelerin bulunduğu yerde hazır bulundu.
Eşyalar dışarı çıkarıldıktan sonra, iş makinesi 2 büfeyi de yıktı. Yıkım esnasında iş yerinde çalışan bazı kişilerin ağladığı görüldü.
Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi’nde radyo yayınlarının başlamasının ardından görüntü kirliliğine sebep olan eski vericilerin akıbetinin ne olacağı merak ediliyordu.
BELEDİYE BAŞKANI HİLMİ TÜRKMEN DUYURDU
Konuya ilişkin bugün yeni bir gelişme yaşandı. Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen eski vericilerin söküm işlemlerinin başladığını duyurdu.
Türkmen açıklamasında, “Güzel bir haberimiz var. Biliyorsunuz; Küçük Çamlıca’daki yeni anten kulemiz bitti, faaliyete geçti. Çamlıca Tepesi’ndeki anten kalabalığı artık işlevsiz. Bugün Ulaştırma Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu’nun katılımıyla söküm başladı. Üsküdarımıza, İstanbulumuza hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, Z kuşağının internet üzerinden hastalık araştırmasını değerlendirdi. Durumun riskli olduğunu söyleyen Tutgun, Siberkondri hakkında detaylı açıklamalar yaptı.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi yaptığı yeni bir araştırmada, Siberkondri’nin internet bağımlısı kişilerde görüldüğünü ve bunun sıklıkla Z kuşağını kapsadığını açıkladı. Araştırma sonuçlarına ilişkin açıklama yapan Dr.Öğretim Üyesi Aylin Tutgun, hasta kişilerin uzmana başvurmak yerine internetten araştırma yaptığını ve kendi kendilerine tanı koyduğunu belirtti. Geçmişte yapılan araştırmalara göre 2000 yılı ve sonrasında doğanların Siberkondri seviyeleri yüksek çıktı.
Tutgun, salgın döneminde evde geçirilen zamanın arttığını belirterek, internet kullanımının da yoğunlaştığını söyledi. 18-75 yaş arasında değişen tüm kuşaklarda orta seviyede Siberkondri görülmesini tehlike olarak nitelendirirken, araştırmaya katılan çoğu kişinin hekim tavsiyesi dışında ilaç kullandıklarını belirtti. Aile hekimi yerine interneti tercih eden bireylerin belirti ve bulgularına göre tanı koyup ilaca başlamasını Siberkondri olarak ifade eden Tutgun, bu durumun tehlikeli olduğunu ve gelecek kuşakların da risk altında olduğunu söyledi.
Pandemi sürecinde takip amaçlı kullanılan Hayat Eve Sığar uygulaması, 21 Eylül 2020 tarihinden itibaren Üsküdar kamu kurum ve kuruşlarında kullanılacak. Belirilen kuruluşlara HES kodu olmadan giriş yapılamayacak.
Şehirlerarası ulaşımın takibi için oluşturulan HES kodu, mevcut halinde birçok özelliği barındırıyor. Haritada görülen Covid-19 yoğunluk oranlarından ziyaret sistemine kadar uyarı bulunduran uygulama, Üsküdar ilçesinde de kullanılacak. Üsküdar Kaymakamlığı sosyal medyadan paylaşmış olduğu bir tweet ile yaptığı açıklamada; 21 Eylül 2020 tarihinden itibaren Valilik, Kaymakamlıklar, Nüfus ve Tapu Müdürlükleri’ne girişte HES kodu şartı aranacağını duyurdu.
Değerli Üsküdarlılar;
Kamu Kurum ve Kuruluşlarına (Valilik, Kaymakamlıklar, Nüfus ve Tapu Müdürlükleri) 📌21/09/2020 itibariyle randevu talepleri öncesi ve girişlerde Hayat Eve Sığar (HES) kodu olmadan giriş yapılamayacaktır. 👇🏻#BirlikteBaşaracağızpic.twitter.com/CqjbyRJCYa
Paylaşmış olduğu tweet ile HES kodu alma sürecini aktaran Üsküdar Kaymakamlığı, belirtilen kuruluşlarda HES kodu olmadan giriş yapılamayacağını açıkladı.
Üsküdar Belediyesi pandemi nedeniyle yapılan uzaktan eğitim sürecinde bilgisayar gereksinimini karşılayamayan öğrencilerin ihtiyacını karşılamak için hafta sonu Üsküdar Belediyesine ait bütün tesislerinin cirosunu öğrencilere bağışlıyor.
Günaydın! Bu hafta sonu yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, ödediğiniz tablet olsun 😉
Bugün ve yarın tüm tesislerimizde, ciromuzun tamamını öğrencilere bağışlıyoruz. Hem yiyelim içelim hem de hayırda yarışalım! #HaftaSonupic.twitter.com/fWyJSyhl0p
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen Twitter üzerinden yaptığı paylaşım ile bugün ve yarın Üsküdar Belediyesi tesislerinde ödenen yiyecek ve içeceklerin tutarlarının öğrencilere bağışlanacağını duyurdu. Üsküdar Belediyesi bu paylaşıma ek olarak tesisleri de paylaştı; Nevmekan Sahil, Nevmekan Bağlarbaşı, Tebessüm Kahvesi, Nakkaştepe Millet Bahçesi. Bu mekanlar hafta sonu boyunca Üsküdar’daki öğrencilere destek olmak amacıyla çalışacak.
Üsküdar Belediyesi tesislerinde (Nevmekan Sahil, Nevmekan Bağlarbaşı, Tebessüm Kahvesi, Nakkaştepe Millet Bahçesi) bu hafta sonu yediğiniz içtiğiniz her şey öğrencilere destek olacak! https://t.co/Q9kajAXwCb
Nevmekan Sahil’de, “Madenin İhtişamı” sergisinde 70’ten fazla eserinin yer aldığı bakır ve tombak ustası Kaya Kalaycı, Osmanlı motiflerini madenle buluşturdu. Açılışını Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in yaptığı sergi, 18 Ekim’e kadar ziyaretçilerini bekliyor.
“Ben de bu işin içinde büyüdüğüm için bu işi yapmaya başladım.”
1959 doğumlu olan bakır ve tombak ustası Kaya Kalaycı, İstanbullu. Büyük dedesi ve babasının da bakır işiyle uğraştığını belirten Kalaycı, zamanla bulunduğu ortam içerisinde bu işe yöneldiğini belirtti. Saraylardaki ve kitaplardaki tombak eserlerini günümüze aktarabilmek için birebir aynısını yaptıklarını ifade ederken bu fikrin Çiğdem Simavi’ye ait olduğunu ve yabancı devlet büyüklerine hediye olarak verildiğini ifade ediyor. Şimdiki gençlerin bunları bilmediğini ve onlara da ithaf ettiklerini belirtiyor.
“Tombak, belli başlı bakır objelerin motiflerle altın amalgamla üstünün sıvanmasına verilen bir ad.”
Tombak hakkında detaylı bilgiler veren Kalaycı, aslında bunun biraz riskli olduğunu, bunun nedenini yapıştırma fiilini Osmanlı döneminde cıvayla yaptıkları için ustaların genç yaşta bundan etkilenip öldüklerini ve hatta daha sonra yasaklandığını belirtiyor.
”Benim amacım bu güzel eserleri yeni yapılan camilerimizde tarihi eser ve bazı restorasyon işlerinde kullanmak. Gelecek nesile aktarabilmek, o yüzden biz bu sergiyi açtık.”
Tombaklamanın sabır gerektiren bir iş olduğunu söyleyen Kalaycı, bu işlemi kızının yaptığını ifade ediyor. Bu işin sırrının altını ziyan etmeden yapmak olduğunu söylerken, kendisinin 10 ₺’ye mâl ederken kızının ise 5-6 ₺’ye mal ettiğini söylüyor.
Babam hiç istemedi dükkanda çalışmamı.
Alman Lisesinde okuyan Kalaycı, babasının dükkanda çalışmasını istemediğini belirtiyor. Okuldan sonra yine de dükkanlarına gittiğini ifade eden Kalaycı o zamanlarda turist yoğunluğunun fazla olduğunu belirterek turistlere satış yaptığını söylüyor. O zamandan beri bu mesleğin içinde olduğunu ve bu işi öğrendikten sonra sergi açmayı çok istediğini belirtiyor. Hayallerinin gerçekleştiğini söyleyen Kalaycı, cümlelerinde Çiğdem Simavi, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve danışmanı Gülsüm Hasbal İsmailoğlu’na yer vererek teşekkür ediyor.